Gazeteci Özlem Gürses’e 1 yıl 3 ay hapis cezası

Özlem Gürses’e 1 Yıl 3 Ay Hapis Cezası

Gazeteci Özlem Gürses, YouTube kanalındaki programında Suriye’deki gelişmeleri değerlendirirken sarf ettiği sözler nedeniyle “devletin askeri veya emniyet teşkilatını alenen aşağılamak” iddiasıyla açılan davada, İstanbul 30’uncu Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Hükmün açıklanması geri bırakıldı ve yurt dışına çıkış yasağı kaldırıldı.

Duruşma sonrası ANKA Haber Ajansı’na konuşan Gürses, karara şu şekilde değer verdi: “Şaşırmadım çünkü, son dönemde çeşitli hukuk dışı kararların haberini yapmak durumunda kaldım. Öte yandan da çok şaşırdım ve hayal kırıklığına uğradım. Çünkü insan her seferinde belki bu sefer daha hakkaniyetli bir karar çıkar umuduyla bakıyor. Bunlar sadece kamuoyunun adaletine olan inancını yaralayacak süreçler. İnanıyorum ki yarın öbür gün bu kararları veren savcılar ve hâkimler dönüp baktıklarında onlar da üzüntü duyacaklardır. Genç hukukçu ve genç gazetecilerin kanatlarını kırıyoruz aslında böyle yaparak.”

Gürses’in avukatı Hüseyin Ersöz, süreci istinafa götüreceklerini belirtti. Ersöz, “Benim haksız olarak nitelendirebileceğim ve çok da hukuka uygun bulmadığım bu karara itiraz edeceğiz. Yasal süreci sonuna kadar götüreceğiz. Umuyorum ki bu mahkeme tarafından verilmiş olan hatalı karar istinaf mahkemesi tarafından düzeltilir” şeklinde konuştu.

“Güzelim memleketin gazetecilik ve yargı tarihine kaydedildi”

Gürses, mütalaaya verdiği sözlü savunmada, “Son dört aydır ekranda bir haritayı anlatırken söylediğim iki cümlenin birlikte montajlanmasından oluşan bir kâbusu yaşıyorum. Bu kurguyla dört aydır yurt dışı çıkış yasağım var, iki uluslararası konferansta konuşmacıydım, katılamadım. Ellerime kelepçeler takıldı, itibar suikastı için cep telefonu ile kaydedilen bu görüntüler servis edildi, kararlar daha biz görmeden basına sızdırıldı. 52 gün ayağımda bir elektronik kelepçe ile asla kabul etmediğim, söylemediğim, ima dahi etmediğim bir kelime için evimde hapsedildim” dedi.

“Şüphesiz ki tüm bu süreçler biz istesek de istemesek de güzelim memleketin gazetecilik ve yargı tarihine kaydedildi. Ne ben unutabilirim, ne de tarih” diye ekleyen Gürses, “Umuruyorum ki ve ülkesini içten seven bir Türk kadını olarak inanıyorum ki mahkemenizin vereceği karar da bu kapsamda hukuk tarihinde bir iz bırakacaktır. Kendimi Türk Adaletine teslim ediyorum” ifadelerini kullandı.

Hem yazılı hem de sözlü savunmalara rağmen duruşmada esas hakkında mütalaanın iddianameyle aynı nitelikte olması Gürses ve avukatları tarafından tepkiyle karşılandı. Gürses’in avukatlarından Enes Hikmet Ermaner mütalaya itiraz ederek, “Hem müvekkil hem bizim savunmalarımız dinlenilmeden kopyala yapıştır yapılmak suretiyle duruşma öncesi hazırlanmış bir esas hakkında mütalaa sunulmuştur. Bunun ne hukuken ne de vicdanen kabul edilmesi mümkün değildir. Sayın mahkeme huzurunda yargılanmakta olan kişi değerli bir gazetecidir. Buna rağmen duruşma savcısı tarafından müvekkilimizin savunmasının değersiz görülmesini kabul etmiyoruz. Müvekkilimizin suçu işleme kastı yoktur. Esas hakkındaki mütalaada da bu kast gösterilemedi. Bu mütalaa doğrultusunda cezalandırılma gerçekleşmesi hukuken mümkün değildir.”

Özlem Gürses ne demişti?

Gürses kendi YouTube kanalında 19 Aralık 2024’te yaptığı yayında “Gördüğünüz üzere IŞİD yapısı, yani TSK-SMO, yani Türk askeri ve Suriye Milli Ordusu diyeyim, Kürtlerin kontrol ettiği bazı bölgelerde küçük küçük kazanımlar elde etmiş durumda” demişti.

Bu yayının ardından Ankara’da gözaltına alınıp İstanbul’a getirilen ve hakkında soruşturma başlatılan Gürses’in ev hapsinde tutulmasına karar verilmişti. Ev hapsi cezası 52 gün sonra kaldırıldı ve Gürses’in duruşması görüldü. Gürses hakkında, “devletin askeri teşkilatını alenen aşağılama” suçundan altı aydan iki yıla kadar hapis cezası istenmişti ve mahkeme 1 yıl 3 ay hapis cezası verdi.

DW, ANKA/CÖ, EC

DW Türkçe’ye nasıl engelsiz erişebilirim?

Related Posts

CHP Milletvekili ve TÜLOV Başkanı Nurettin Demir kaza geçirdi

CHP’de üç dönem milletvekilliği yapan ve TÜLOV (Türkiye Tanıtım Araştırma ve Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı)Başkanı Nurettin Demir Aydın yakınlarında kaza geçirdi.

Orman Yangınında Hayatını Kaybeden Ahmet Demir Uğurlandı

Bursa’daki yangına destek vermek için giden Ahmet Demir, tankerin devrilmesi sonucu yaşamını yitirdi.

Trabzonspor Erzurum Kampı’nda Genç Oyuncular Parladı

Trabzonspor, Erzurum kampında bireysel performanslarla yeni sezona hazırlandı, Folcarelli dikkat çekti.

THY uçağında duman alarmı: Yolcular tahliye edildi

İstanbul-Antalya uçuşunu gerçekleştiren Türk Hava Yolları uçağının piste normal iniş yapmasının ardından iniş takımlarında duman görüldü. Yolcular tahliye edildi, olayda herhangi bir yaralanma yaşanmadı.

Lozan’ın perde arkası: Hezimet mi yoksa zafer mi?

Yeni Şafak’ın Hafıza “Büyük Resim” serisi tarih sahnesinin kritik kırılma noktalarını yeniden gündeme taşıyor. İbrahim Ufuk Kaynak, Lozan sürecinde İngiltere’nin İstanbul Hükûmeti’ni masaya oturtma hamlesinin engellendiğini ve saltanatın kaldırılmasıyla temsil yetkisinin Ankara’ya geçtiğini vurguluyor. Kaynak’a göre Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı’nın mirasını devam ettiren köklü bir devlet geleneğinin parçası. Lozan’da yaşanan telgraf trafiği, İngiltere’nin yoğun diplomatik baskısı ve uluslararası güç oyunları, bu büyük mücadeleyi şekillendirdi. “Türkiye sıfırdan kurulmadı, büyük bir devlet geleneğinin devamıdır” diyen Kaynak, Lozan’ın sadece bir anlaşma değil, milli iradenin ve egemenliğin yeniden inşası olduğunu ortaya koyuyor.

Binlerce kişiye hatalı vergi mektubu gönderildi! Kimse zarfı açmasın

Vergi Dairesi’nden 33 bin kişiye hatalı mektup gönderildi. Yetkililer mektupların ciddiye alınmaması konusunda uyarılarda bulunurken yenileri 1 Ağustos’ta gönderilecek.